adalet tanrıçası kabartma

adalet tanrıçası kabartma
adalet tanrıçası kabartma

26 Nisan 2012 Perşembe

DERVİŞ'E DERS VEREN GENÇ KIZ

Hava sarı sıcak... Ufuklar  koyu sarı... Ve zaman yuvarlanamayan koca bir kaya gibi!...
İki ayak şu yöne ve iki ayak bu yöne doğru toprakta izler bırakırken, karşılaşırlar...
Tesbih'i elinde, dudakları kıpırdayan derviş; başını kaldırıp, güneş tarafından gelen karaltıya bakar, kısılmış gözleriyle...
Yazması başında savrulan, alnında ter damlacıkları parlayan,yanakları al al olmuş  bir genç kızdır gelen ... 
Ucundan tuttuğu eteğinin içi doludur ve tepe bayır aşarak hızlı hızlı yol almaya çalışmaktadır...
Derviş, meraklanır onu görünce:
- Nereye gidiyorsun böyle? diye sorar. Kız:
- İşte oradaki tarlaya,sevdiğim çalışıyor orada..
- Eee kucağında ne taşıyorsun?
- O'na elma götürüyorum... Derviş bir tarlaya bakar, bir de iyice doldurulmuş eteğe.
- Bu elmalar kaç tane? diye sorunca...
Aslında kız da merak etmiştir; hayret ve şaşkınlık arası, sorar dervişe:
- İnsan der... -İnsan hiç, sevdiğine götürdüğü şeyi sayar mı?...
Derviş kala kalır orada, öylece...
Topuklarından kumlar savrularak ufka doğru gittikçe ufalan genç kızın ardından bakakalır...
Bir zaman sonra yere çöker.
Bir büyük taş alıp,  üzerine vurarak tesbihini kırar...
* * *
Bu dünyada herkesin herkesten öğreneceği bir şey mutlaka vardır!

17 Şubat 2012 Cuma

4 Şubat 2012 Cumartesi